My Fair Lady’de Cansel Elçin ile Tuba Büyüküstün başrollerde

24 Temmuz 2009 Cuma0 yorum


TUBA BÜYÜKÜSTÜN HANGİ DİZİNİN BAŞROLÜ İÇİN KAMERA KARŞININA GEÇİYOR?
Yeni bir dizinin çalışmalarına başlandı. Başrolünü ise Tuba Büyüküstün paylaşıyor. İşte detaylar.

Habertürk Yazarı Memet Güler'in yazısı

My Fair Lady’de Cansel Elçin ile
Tuba Büyüküstün başrollerde

Bernard Shaw'ın 1912 tarihli oyunu Pygmalion'dan uyarlanan, Broadway'de 1956-1962 yılları arasında büyük sükse yapan ve 1964'te George Cukor tarafından beyazperdeye aktarılan My Fair Lady müzikali, televizyon dizisi oluyor. Tomris Giritlioğlu'nun My Fair Lady'yi, Benim Güzel Meleğim adıyla çekeceği dizinin başrollerinde, daha önce Giritlioğlu'nun Çemberimde Gül Oya, Ihlamurlar Altında, Asi dizilerinde oynayan Tuba Büyüküstün ve yine Giritlioğlu'nun projeleri olan Kırık Kanatlar, Hatırla Sevgili dizilerinde rol alan Cansel Elçin oynayacak. My Fair Lady filminde Audrey Hepburn ve Rex Harrison rol almış ve yapım o yıl En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Kostüm başta olmak üzere sekiz Oscar ödülü alarak yılın en çok konuşulan filmi olmuştu. My Fair Lady'nin konusuna gelince…
Prof. Henry Higgins, yağmurlu bir gecede, Londra Covent Garden'daki operadan çıkan kalabalığın arasında çiçek satan, ağzı bozuk Eliza Doolittle'a rastlar. Hırçın ve kaba davranışlarıyla etrafa sataşmaktan kendini alamayan muzip genç kız, sadece argo değil, üstelik berbat bir aksanla da konuşmaktadır. Higgins, kendisi gibi bir dil bilimci olan dostu Albay Pickering’le bahse girer; Eliza üstüne para alarak profesörün evinde kalacak ve diksiyon kursları alacaktır. Higgins, genç kızı tamamen yola getireceğini ve Eliza'nın bir süre sonra gerçek bir hanımefendiden ayırt edilemeyeceğini iddia etmektedir. Eliza, bu iki beyefendinin teklifini kabul eder. Dersler hiç kolay geçmemektedir çünkü Higgins acımasızdır. Eliza kısa sürede ilerleme göstermekle kalmaz, kendine has elektriği ile gönülleri fethetmeye de başlar. Bir süre sonra ortaya çıkıp kızını istismar ettiklerini iddia eden baba Doolittle'ı da cebine para koyup bertaraf eden ikili, Eliza'nın geldiği aşamayı test etmek isterler. Ascot'taki At Yarışları bunun için aradıkları fırsattır. Ne de olsa şehrin kaymak tabakası orada buluşacaktır. Göz kamaştırıcı güzellikte bir hanımefendiye dönüşmüş görünen Eliza burada ilk sınavına çıkacaktır. Elbette olaylar herkesin umduğunun çok ötesine gider… Güzel bir müzikal, heyecan verici bir yapım geliyor. Hele de kadrosundaki isimlere bakınca, insanın bir önce ekranda göresi geliyor. Haksız mıyım?..

Gün de üç öğün sabah, öğle akşam birer bölüm Geniş Aile
Diziye söyleyecek hiçbir sözüm yok. Senaryo, diyaloglar, tiplemeler, oyunculuk nefis. Samimi havasıyla, Ekmek Teknesi’nin tadını veriyor. Durağanlaşan-sıradanlaşan yaz ekranında, dizi tutkunları için harika bir seçenek haline geliyor. Ama olmaz ki, beğenilen bir işin bu kadar çok tekrarı yayınlanmaz ki. Sabah açıyorum karşımda Geniş Aile, öğle yemeğinde ekranda yine onlar. Akşam kuşağında televizyonda yine Geniş Aile var. Biliyorum, Kanal D, diziyi iyice oturtmak için bu kadar sık tekrarını yayınlıyor. Ama benden söylemesi, bu taktik kimilerine göre de işin tadını kaçırıyor. Çoğu seyirci için güzelim diziyi itici hale getirip, daha baştan bir bıkkınlık yaratıyor. Aman dikkat…
Share this article :

Yorum Gönder

 
Support : Proudly powered by Blogger